TÜRK KÜLTÜRÜNDE AĞAÇ KÜLTÜ -1

Türk kültüründe ağaç kültü
Paylaş
TÜRK KÜLTÜRÜNDE AĞAÇ KÜLTÜ

Türk ve dünya kültürünün içerisinde çok fazla yer alan Ağaç Kültü çalışmanın üzerinde yoğunlaştığı konudur. Kavramların açıklanması bu konu hakkında daha iyi düşünülebilmesi için önemlidir. Bu çerçevede çalışmada konu ile alakalı olan temel kavramların açıklamasına yer verilmiştir. Geniş bir kullanımı olduğundan asıl hedef Türk kültürü olsa da dünya medeniyetlerinden örneklere de yer verilerek benzerlikler ortaya konulmuştur. Türk destanları ve söylencelerinden konu ile alakalı örneklere yer verilerek mesele incelenmiş ve irdelenmiştir.

Giriş

Dünyada tarihinde birçok kadim medeniyet ve kültür yaşamıştır. Her biri farklılıklar göstermiş, diğer toplumlara ve günümüze ışık tutmuşlardır. Bu medeniyetler insanlık tarihine ve gelişimine büyük katkılar sağlamış, izler bırakmışlardır. Türk kültürü de bu kadim medeniyetler içerisinde büyük bir önem teşkil etmektedir.

Türk kültürü içerisinde birçok kültür ve medeniyet izleri taşımakla beraber ekseriyetle kendine özgü zengin bir kültürdür. Asya kıtasında başlamış daha sonraları ise Avrupa ve Afrika kıtalarına kadar yayılmıştır. İlk zamanlardan beri yaşayan bu kültür içerisinde dikkat çekmek istediğimiz konu ise inanç çehresinde gelişen ağaç unsuru ve bunun kültürde edindiği yeridir. Böylece, büyük bir kültür olan Türk Kültürü içerisinde yer alan, günümüzde dahi devam eden Ağaç Kültü meselesi üzerine çalışmamızı yoğunlaştırıyoruz.

Elbette konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bazı temel kavramların bilinmesi gerekmektedir. Bu sebeple ilk olarak Kültür ve Kült kavramlarının, Ağaç Kültü ve Ağaç sözcüğünün açıklanması çalışma için zaruridir. Temelde açıklanan bu kavramların sonrasında ise ağaç kültünün ehemmiyetine değinilmiştir. Ağaç Kültünün eski Türk topluluklarında nasıl vuku bulduğunu, destanlarda ve söylencelerde nasıl geçtiğini inceleyip irdeleyeceğiz.

Kültür ve Kült Kavramları

Kültür kavramı, Latince ekip biçmek ve toprağı işlemek anlamına gelen anlaşılacağı üzere tarım ile alakalı olan Colore kelimesinden türemiştir.[1] Kültür kavramı şimdiki kullanılan şekli itibariyle Latinceden Fransızcaya Culture kelimesi olarak geçmiştir.[2] Fransızcadaki bir diğer anlamı da terbiye, eğitimdir. Türkçeye de dile uygun olarak okunuşu şeklinde Kültür olarak geçmiştir. Kelimenin tarım ile alakalı olması Latin kökenli dillere sahip olan Avrupa ülkeleri içerisinde biliniyor olsa da Türkçe de bunun anlaşılamadığı görülmektedir. Tarımın yerleşik toplumlarda yapılması ve bunun etrafında medeniyetlerin gelişmesi tabii bir durumdur. Kültür kavramının tarım ile alakalı olması da bu sebebe bağlanabilir. Kültür bir toplumun tarihi süreç içerisinde oluşturduğu ve kendinden sonraki nesillere aktarımını gerçekleştirdiği maddi ve manevi unsurlarının bütünüdür. Toplumun kimliğini oluşturan ve kendinden başka toplumlardan farklı kılan yaşayış ve düşünüş şeklidir. Kültür tek bir tanımlama ile sınırlanacak bir unsur olmadığından hakkında pek çok tanımlamalar mevcuttur. Voltaire kültürü insan zekâsının oluşumu, gelişimi ve geliştirilmesi olarak tanımlamıştır. Bunun dışında yine İngiliz antropolog Edward Burnett Taylor’a göre ise Kültür, bir toplumun üyesi olan insanın öğrendiği bilgi, sanat, gelenek ve göreneklerle beraber yetenek, beceri ve alışkanlıklarını içine alan karmaşık bir bütündür. Ziya Gökalp ülkemizde ilk olarak tanımlayanlardandır. Kültürü bir topluma özgü sanat, din, gelenekler ve adetler olarak tanımlamıştır.

Kült kelimesi ilk anlam olarak tapma, tapınım ve din gibi anlamlara gelmektedir. Kelime köken olarak kültür kelimesinin çıkışı ile ilgilidir. Batılı kaynaklarda çokça kullanılan Kült kelimesi Fransızca Culte kelimesinden gelmekte ve Türkçeye de buradan geçerek sözlükte tapma, tapınma, din, dini tören, ibadet ve ayin anlamlarında açıklanmıştır.[3] Kelimenin kökeni yine Latince olan Cultus kelimesinden gelmektedir.[4] Kültler geçmişten günümüze kadar gelmiş belli başlı kültür parçası ya da inanışlarıdır. Atalar kültü ve tabiat kültü gibi birçok kült toplumların hemen hemen hepsinde az veya çok bulunmaktadır. İşte Ağaç Kültü de bunlar gibi birçok dünya topluluklarında rastlanan bir unsurdur. Kült tapınma olarak genel kabul görse de Türkler tapındıkları unsurları aracı görmüşlerdir ve onların aracılığı ile Tanrı ile iletişime geçmiştirler.[5] Bu durumda tapınma olarak tanımlamalar yapmanın doğru olmadığını söylenebilir. Ancak bunun tersi olarak tapınıldığı hakkında kaynaklarda geçen örnekler de mevcuttur. İnanç ve bağlılık göstergesi olarak nesneleri totem yapmak, tapınım oluşturmak ve bunları temel alarak gerçekleştirilen ayinler, kültün konularındandır. Tapılan nesneler de farklılıklar söz konusu olduğundan bunlar ayrı bölümler altında Ağaç Kültü, Dağ Kültü, Kurt Kültü ve Geyik Kültü olarak incelenmektedir.

Ağaç Kültü ve Ağaç Sözcüğü

         Ağaç Kültü ve Ağaç Sözcüğü

 1-Ağaç Kültü

Ağaç bir varlık olarak dünyanın var oluşundan beri varlığını sürdürmüş ve insanoğlu için vazgeçilmez bir unsur olmuştur. İnsanlar geçmişten günümüze ağaçtan her türlü yararlanmasını bilmiştir. Bu bakımdan ağaç insanlık için en temel ihtiyaçlardan biri olmuş ve gerekliliğini korumuştur. İnsanlar ağacı önemli görmekten öteye gitmiş ve kutsal görerek dini bir nitelik kazandırmışlardır. İnançlarının bir parçası haline gelen ağaca tapma ve tapınmalar söz konusudur. Ağaca birçok anlam yüklenebilir bunlar; hayat, varlık, bereket ve tanrı gibi kavramlar olabilir. Yine ağaç, yerine ve inanışlara bağlı olarak farklı roller de kazanmıştır. Bunlar: Tanrı ile insan arasında aracı, kötü ruhları kovma, tabiat olaylarını yönlendirme, güneşin batışını engelleme veya geciktirme, rüzgâr estirme ya da durdurma, ay tutulmasını engelleme ya da tutulmadan kurtarma, yağmur yağdırma, iyileştirme, bereketi arttırma, defin ve şekil değiştirme vb. gibi roller olup kimisinde asıl aktör kimisinde de yardımcı olmuştur.[6] Dünyada mitolojik olarak ağacın yeri oldukça fazladır. Uzun yaşaması ve insanlara fayda vermesi hasebi ile doğal olarak mitlerde de yerini almaktadır. Türk kültüründe de bir hayli yer edinmiştir. Bunlar ağaçtan türeme ve ondan hayat bulma gibi görülebilmektedir. Kuşkusuz bunda Şamanizm’in büyük tesiri bulunmaktadır.

 2-Ağaç Sözcüğü

Türkçede “ağaç” olarak yer alan kelimenin temelinin incelenmesi ve araştırılması önemlidir. Aslında bu kelimenin anlam ve öneminin sözlükte yer alan tanımlamalardan çok daha mühim olduğu yapılan araştırmalarda görülebilmektedir. Ağaç, Türk Tanrıcılık sisteminde Gök-Tanrı’nın simgelerinden biridir.[7] Ağaç kelimesi karşımıza Türkçenin en eski belgesi olarak kabul gören Orhun Yazıtlarında çıkmaktadır. Burada Ağaç anlamını karşılayan ve yalnızca “ı” sesinden ibaret bir sözcük bulunmakta ve “ağaç, nebat, bitki” anlamında kullanılmıştır.[8] Aslına bakılırsa kelimenin tek başına bir sesten oluşması bilinen ve normal olanın dışında bir durumdur. Tek bir sesten oluşan bu kelimenin ek alarak kullanılması gerekliliği göz önünde bulundurulmalıdır. Uygur metinlerinde bu varsayımı doğrulayabilecek olan “Igaç” kelimesi ağaç anlamında kullanılmıştır. Bu “Igaç” sözcüğü “ı” sesinin ı-g olarak ek almış halinden türetildiği söylenebilir. Kaşgarlı Mahmut’un eseri olan Divan-ı Lügati Türk’te kelime ön türeme[9]  yolu ile “y-ıgaç” olarak geçtiğini görmekteyiz.[10] Türkçedeki ağaç sözcüğü birçok Türk lehçelerinde kullanılmaktadır. Konuya dahil olan “yıgaç” ve “ıgaç” sözcükleri de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ağaç kelimesinin üzerinde durulması gereken bir yönü vardır ki o da “su” kelimesi ile çıkış noktasının aynı olmasıdır. İki kelimenin birbirinden türedikleri veya bir diğerinin başka anlamını karşıladıkları görülmektedir. Orhun Yazıtlarında “ağaç, orman” anlamında kullanılan “yış” sözcüğü bulunmaktadır. Yine Orhun Yazıtlarında “yaş, ıslak” anlamını karşılayacak şekilde “yiş” olarak karşımıza çıkmaktadır.[11] Bunun Türkçedeki yaş kelimesi ile bağdaştırılması yanlış olmayacaktır. Nitekim ikisi de aynı anlamda kullanılmaktadır. Diğer Türk lehçelerinde de yine kullanılmaktadır. Uygur lehçesinde “ıslak” anlamının dışında “yeşil, ot” anlamları vardır. Türkçe’de “yeş-erme” ve “yeşillenme” sözcüklerinin “yeş” yani “ yaş ”tan geldiği görülebilmektedir. Buradan anlaşılabileceği üzere su ve ağaç kelimelerinin birbiri ile geçmişten başlayarak günümüze kadar devam bir bağının olduğu ortaya çıkmaktadır. Günümüzde de kullanılan bir atasözü ile pekiştirmek istenirse “Yaş kesen baş keser” sözünü vermek doğru olacaktır. Nitekim burada “yaş”, ağaç anlamına gelmektedir. Ağaç Kültü kadar Su Kültü de böylece çok mühim olmuştur. Öyle ki eski Oğuzların ve Moğolların suya girmedikleri ve hiç yıkanmadıkları hakkında Arap kaynaklarında geçen abartılı rivayetlerde bununla alakalıdır. İbn-i Fadlan X. asırda Oğuzlar’ın içerisinde bulunmuş ve bunlar için yıkanmadıklarını, kışın ise su ile işlerinin olmadıklarını yazmıştır. XIII. asırda Cengiz Han bu âdeti yasalaştırmıştır. Bunun böyle olmasında suyun kullanımının bir ayine bağlı olması ve kutsal görülmesi ile alakalıdır.[12]


[1] Etimoloji Türkçe, “Kültür Kelime Kökeni”, erişim: 25 Nisan 2020, https://www.etimolojiturkce.com/kelime/kültür.

[2] Etimoloji Türkçe, “Kültür Kelime Kökeni”, erişim: 25 Nisan 2020, https://www.etimolojiturkce.com/kelime/kültür.

[3] Türkçe Sözlük, 2.c., Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1998. s.1031.

[4]  Etimoloji Türkçe, “Kült Kelime Kökeni”, erişim: 26 Nisan 2020, https://www.etimolojiturkce.com/kelime/kült.

[5] Pervin Ergun, Türk Kültüründe Ağaç Kültü, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2004, s. 16.

[6] Ergun, Türk Kültüründe Ağaç Kültü, s.17-66.

[7] Celal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Çev. Eren Ercan, Yurt Kitap-Yayın, Ankara, 2004. s.25.

[8] Vecihe Hatipoğlu, “Ağaç ve Su”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Belleten, 20, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1973. s.267.

[9] Aslında kelimede bulunmayan bir ünsüzün veya ünlünün ön seste belirmesi: Urmak>(V)urmak, Rum>(U)rum.

[10] Hatipoğlu, “Ağaç ve Su”, s.269.

[11] Hatipoğlu, “Ağaç ve Su”, s.272.

[12] Abdulkadir İnan, Eski Türk Dini Tarihi, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1976. s.41.

0 Replies to “TÜRK KÜLTÜRÜNDE AĞAÇ KÜLTÜ -1”