Sultan Galiyev
Üçüncü Dünya Devrimlerinin Babası olarak da bilinen Mirseyit Sultan Galiyev 13 Temmuz 1892 yılında bugünkü Başkurdistan topraklarında Kırmıskalı/Kırımsakalı kasabasının Elimbetova köyünde öğretmen bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini babasından alan Galiyev, okuma yazmayı söktüğünden itibaren kitaplarla ilgilenmeye başlamıştır. Dönemin Tatar aydınlarını yetiştiren Tatar Öğretmen Okulu’na kaydolmuş ve burada sosyalizm, Marksizm gibi fikirleri tanımıştır. Müstakbel Tatar aydınlarının da içinde bulunduğu bu okulda Ayaz İshaki, Fuad Toktar, Şakir Muhammedi, Sadri Maksudi gibi isimler yetişmişti. Bu kişilerin önderliğinde Çarlık’a karşı devrimci bir grup oluşturuldu. Galiyev de bu grupta bulunmuştu.[1] bu okulda iyi derecede Rusça öğrenenen Mirseyit, okuldan mezun olduktan sonra, Rusçadan Tatarcaya Rus klasiklerini çevirmiştir. Akabinde öğretmenlik ve gazetecilik yapmıştır. Ufa Postası, Güneş, Müslüman, Bakü gibi gazetelerde yazılar yazmıştır. Toplumu ve halkı aydınlatma amacı güden Galiyev, yazılarında birçok soruna değinmiştir.
Galiyev’in yetiştiği dönemlerde Türk toprakları ve gönülden bağlı olduğu milleti Çarlık tarafından sömürge halindeydi. İşte onun devrimci kişiliği bu dönemde gelişmiştir. Her ne kadar Galiyev’in kalben komünist olduğu söylense de Güneş gazetesinde “Kalbimin üzerine büyük bir ağırlıkla yüklenen halkımın sevgisi yüzünden Bolşevizm’e geldim.”, diye belirtmiştir.[2] Bolşevikleri desteklemesinin büyük sebeplerinden biri de Rus Çarlığının sömürgesi altında bulunan Doğu halklarının kurtuluşunu Ekim Devrimi’nde görmüştür. Babası Mişer Tatarlarındandır ve annesi soylu Tatarlara mensuptur. Bu yüzdendir ki ailesinde bir sınıf ayrımı bulunmaktaydı. Sultan Galiyev, eserlerinde kendisi hakkında birçok bilgi veriyor. “Ben çocukken zulüm ve fakirlik gördüğüm için devrimci oldum.”[3], diye belirtmiştir. Sosyalizm düşüncesini, kendi milletine olan sevgisiyle harmanlayarak Savaşçı Tatar Sosyalist Örgütü’nü kurmuştur.
1 Mayıs 1917’de gerçekleşecek olan I. Rusya Müslümanları Kongresi’ne Ahmet Çalikov tarafından çağrıldı. 1-11 Mayıs arası olacak bu kongrede Galiyev konuşmacı olmamıştır. Doğu’nun bir diğer büyük devrimcisi Mollanur Vahidov ile sıkı bir ilişki içinde olmuştur. Ekim Devrimi’nden sonra başlayan Rusya’daki iç savaş sırasında, Müslüman Kızıl Ordu ile Kazan’ı müdafaa eden Vahidov, Kolçak kuvvetlerine yakalanarak kurşuna dizilmiştir. Başsız kalan Müslüman Sosyalistler, Vahidov’un yerine Galiyev’i lider olarak görmüşlerdi. İyi bir hatip olan Galiyev, konuşmalarıyla insanı etkisi altına alıyordu. Aylar içinde bulunduğu konumdan yükselerek Lenin ve Stalin ile yakınlaşmıştı. Müslüman Komiserliği Genel Sekreteri olan Galiyev, Müslümanlar içinde büyük bir nüfuza sahipti. Öyle ki Müslüman Kızıl Ordusu güçlü ve kalabalık askeri bir topluluktu ve başında Sultan Galiyev vardı.
Sultan Galiyev vs Stalin
Milliyetçi fikirlerinden dolayı Stalin ile arası açılmıştı. Kazakistan, Kırgızistan, Kafkasya, Tataristan, Başkurdistan gibi bölgeleri içine alacak İdil-Ural Devleti kurma planları yapıyordu ve Sovyetler içinde Galiyevci birçok isim bulunmaktaydı. Bu planları ve Galiyevcileri fark eden Stalin ise, Galiyev’i hükümetten uzaklaştırmak ve Galiyevcileri yok etmek istemişti. Bundan dolayıdır ki Galiyev’i “Devrim karşıtı ve milliyetçi” olarak suçlamış, 1923 yılında bütün görevlerinden alarak, hapse atılmıştı. Galiyev, 1923 yılında tutuklanmadan bir ay önce Komünist Parti milliyetçilik duygularıyla sarsıldı.[4] Galiyev’in ve Galiyevizm’in parti içindeki nüfuzu bu şekilde gösterilebilir. Birkaç yıl hapishanede kalan Sultan Galiyev, Stalin’in isteğiyle hapisten çıkarılmıştır. Fakat bu Galiyev’in ve Galiyevcilerin yok edilmesinin ilk aşamasıydı. Hapisten çıkarıldıktan sonra yayınevlerinde çalışan Galiyev, “halk düşmanı” olmasından dolayı birçok zorluk çekmiştir. Kimi kaynaklarda zaman zaman hamallık yaptığı söyleniyor.[5] Özgürlüğü sırasında gözetim altında bulunan Galiyev’le birçok insan görüşmüştü. KGB tarafından fişlenen bu insanlar, yıllar içinde ortadan kayboldu. Çünkü Devrim öncesinde yetişen kadro, Stalin’in sömürgeci fikirleri için tehlike barındırmaktaydı. Sultan Galiyev’in tekrar nüfuz yaratmasından korkan Stalin, yine bir emir vererek 1928 yılında Galiyev’i tutuklatmıştır. Kimi kaynaklara göre bu yıllarda sessiz sedasız öldürülmüş, kimi kaynaklara göre 28 Ocak 1940’ta Lefortovo hapishanesinde işkence edildikten sonra kurşuna dizilmiştir.[6]
En büyük isteklerinden birisi milletinin özgürlüğünü görmek olan Galiyev, milleti için kendini ateşe atmıştır. Sosyalist, milliyetçi ve Turancı bir kişidir. Ben Kimim adlı eserinde “Kalben Bolşevik ve komünist değilim, bu klişelere giremem.”, diye belirtmiştir. Çocuk yaşlarından beri içinde olan millet aşkı, onu zaman içinde bir dava adamı, devrimci haline getirmiştir. İlk eşi olan Ravza Canışeva, Tatarların ilk kadın hakları savunucusudur. 1918 yılında tifodan hayatını kaybetmiştir. Stalin’in Galiyevcileri yok etme politikasından, ikinci eşi Fatıyma İrzin, kızı Gülnar ve oğlu Murat Galiyev de etkilenmiştir. Eşi Fatıyma İrzin, Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş ve bir daha haber alınamamıştır. Kızı Gülnar ise hapishaneye atıldığı sırada, bir gardiyan tarafından tecavüze uğradıktan sonra, kendini asmıştır. Murat ise asker olacağı zaman akıl hastanesine kapatılmış ve orada öldürülmüştür. Türk dünyasında devrim ateşlerinden birini yakan Galiyev, 1990 yılında itibarını kazanmıştır. Galiyev, dünyadan göçse bile Türk milletinin içinde büyük bir ateş olarak hala yanmaktadır.
[1] Alexandre Bennigsen, Chantal Quelquejay, Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanları, Hür Yay. 1981
[2] Alexandre Bennigsen, Chantal Quelquejay, Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanları, Hür Yay. 1981
[3] Masayuki Yamauchi, Sultan Galiyev İslam Dünyası ve Rusya, çev. Hironao Matsutani, 1998
[4] Alexandre Bennigsen, Chantal Quelquejay, Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanları, Hür Yay. 1981
[5] Bkz. Rinat Muhammedi, Sırat Köprüsü:Sultan Galiyev, TDAV, 2017
[6] Bkz. Rinat Muhammedi, Sırat Köprüsü:Sultan Galiyev, TDAV, 2017
0 Replies to “Büyük Türk Devrimcisi; Sultan Galiyev”