Tarih, İnsan oğlunun geçmişten günümüze kadar geldiği bu süreçte beşerin belleği niteliğini taşımaktadır. Dünya tarihine baktığımızda, insanlar belli bir kümülatif yapılar içinde yaşamıştır ve o bulundukları kümülatif yapı içerisinde geçmişten beri süre gelen izler bırakmışlardır. Bu izleri maddi kültür ve manevi kültür başlığı altında toplamak bizce uygun olacaktır. Konumuzun başlığında da görüleceği üzere Tarihte Türkistan Coğrafyası ve Orta Asya Adı çokça ilgi çekici ve bir o kadarda günümüzde çok az irdelenen bir konu niteliğini taşımaktadır.
Bu konuyu izah etmeden önce şu açıklamayı yapmamız mühimdir. Emperyalist devletler geçmişte ve günümüzde her zaman belli bir yeri ve toplumu değiştirmek isterlerse iki özelliği o yerlerde ve toplumlarda uygularlar. Bunlardan birincisi toplumların ezelden ebede gelişim süreçlerini yaşadıkları yerlerin isimlerini değiştirmeleri, ikincisi ise toplumların dillerini değiştirmeleridir. Bizim için önemli olan, Emperyalist devletlerin bu stratejisine karşı duyarsız kalmamak ve tam tersine Dilimizde her zaman milletimizin kültürel özelliklerini yaşatmak zannımca emperyalizme karşı en büyük baş kaldırılardan birisidir.
Konumuza girecek olur isek Türkistan kelimesi aslında Türk Etnoğenezinin gelişim çağlarını gerçekleştirdiği ilk yerlere verilen isimdir. Tarihçilerin verdiği bilgilere göre, Türkistan sözü Saka’lar devrinden kalan abidelerde M. Ö 7.yüzyıl ve M. S 2.yüzyıl Türkistanak olarak ifade edilmiştir. Ayrıca Türkistan terminolojisi, İran dilinden gelen l ve stan eki ile Türklerin Yurdu memleketi, ili ülkesi manasına gelmektedir. Bu yerler tam olarak günümüzde tartışmalı olsa da Doğuda, Çinin kuzeyi yani bugünkü Moğolistan Topraklarından başlar ve Batıda Hazar denizinin kıyılarına kadar ulaşan büyük bir coğrafyaya verilen bir isimdir. Bu coğrafya içine günümüzde Moğolistan, Çin’in işgali altında bulunan Doğu Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan, Sibirya, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan gibi ülkelerin bulunduğu bölgeleri almaktadır. Buna ek olarak Türklerin uzun süredir yaşadıkları Anadolu coğrafyasının da Türkistan terimi altında dahil edilmesi zannımca hatalı bir hareket olabilir. Anadolu coğrafyası Türk Etnoğenezinin gelişimi için mühim bir coğrafyadır ancak Türkistan Türkleri olarak değil de Anadolu Türkleri terimi daha uygun olacaktır.
Türkistan coğrafyası Jeo-Politik olarak çok önemli bir konuma sahiptir. Bunun sebebi Türklerin bulundukları bu coğrafya hem yer altı hem de ticaret bakımından Dünyadaki en önemli bölgelerden birisidir. Keza Dünyada bilinen en önemli ticaret yolları İpek Yolu ve Kürk yolu Türkistan coğrafyası üzerinden geçmektedir. Ayrıca coğrafi keşifler sonucu ticarette önemi artan Hindistan’da Türkistan coğrafyasının kara komşularından birisidir.
İşler böyle olunca bu coğrafyanın değeri Dünyadaki Emperyalist devletler açısından önemli bir hal almaktadır. Bu konuya birazdan değineceğiz ama önce Türklerin karakteristik yapısı hakkında bilgi vermek konuyu daha iyi anlamamız yönünde bize yardımcı olacaktır.
Bilindiği üzere Türk milleti dünyadaki sayılı köklü kültürden birine sahip büyük bir millettir. Çağlar açıp, Çağlar kapayan ve Tarihte İskitler, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Babürlüler, Selçuklular, Osmanlılar, Safaviler gibi birçok büyük imparatorluklar kurmaya nail olmuşlardır. Bu kadar devletine, hürriyetine ve istikbaline düşkün bir millet yer yüzünde daha görülmemiştir.
Bu sebepledir ki emperyalist devletlerde bu hususu görüp Yukarıda da değindiğim iki özelliği Türkistan’daki Türkler üzerinde etkili bir şekilde kullanmıştır. Çarlık Rusya’nın Türkistan’daki Hanlıkları işgali üzerine başlangıçta bu Türkistan terimini kullandıklarını görmekteyiz. Bu olaya verilecek en mühim örnek; Rusların 1867’de başşehri Taşkent olan Türkistan Umumi Valiliği’ni kurmasıdır. (Taşağıl, 2012)
Yukarıda gördüğümüz üzere önceleri Türkistan terimi kullanılmaktaydı fakat daha sonra bu terim Sovyet Rusya’sı tarafından rafa kaldırıldı. Peki bu Terimin kullanımının Tedavülden kaldırılmasının sebebi ne idi?
Türkler Türkistan topraklarının çeşitli kısımlarında kavim veya kavim başkanlarının isimleri altında devlet kurmuşlardır. Buna rağmen bu devletler daima birbirlerine bağlı olarak yaşamışlar ve bu devletlerin yöneticileri hiçbir zaman kendilerini Türkistan kelimesi dışında kalacak şekilde ifade etmemişlerdir. Benzer şekilde, Türkistan’dan çıkarak başka bölgelere giden Türkler de siyasal ve kültürel alanda, kendilerini her zaman büyük bir Türk ailesinin mensubu olarak görmüşler. Türk’üz ve Türkistanlıyız demişlerdir. Bu kavimler Türkistan ismi ile bir devlet kurmuş olmalarına rağmen, Türkistan sözü onlar için tabii bir terminoloji, toplayıcı, birleştirici bir yurt ismi ve çıkış noktası olmuştur. (Hayit, 1988)
Orta Asya Neresidir?
Yukarıda da göründüğü üzere Sovyet Rusya Türklerin bir araya gelip tekrardan bir devlet yapısı kazanmasından çekinecek ki bu Türkistan kelimesini Literatürden çıkarıp onun yerine Orta Asya Terimini Türklerin yaşadıkları yeri belirlemede kullanmak için literatüre sokmuştur. Nedir bu Orta Asya ve Nereleri Kapsamaktadır?
Orta Asya günümüzde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ı kapsamaktadır. Sovyet Rusya Türkistan terimini kaldırarak bir nevi Türklerin Anayurdunu Asya’nın ortasına hapsetmeyi hedeflemiştir. Bu amaçları doğrultusunda Sovyetler Birliği, 1924’den sonra Türkistan terminolojisi yerine Orta Asya ve Kazakistan terminolojisini kullanmaya başlamışlardır. Fakat neden Kazakistan teriminin de kullanıldığı muallak bir bilgidir. Hatta bazı Sovyet coğrafyacıları daha da ileri giderek Orta Asya dedikleri bölgenin, Merkezi Asya’nın bir kısmı olduğunu kabul etmektedirler. (Hayit, 1988)
Orta Asya terimi sadece Rusların Kullandığı bir terim olarak kalmamış dünyadaki 50’ye yakın Orta Asya isimli araştırma enstitüsü kurulmuştur. Türkiye’de de birçok Tarihçi Orta Asya terimini kullanması Türkler için çok acı verici bir husus olarak bir kenarda durmaktadır. Bu hatanın da kaynağı bizce bu konunun pek de araştırılmamış olmasıdır. Bu konu üzerine bilimsel alanda yapılan önemli bir çalışmada Barthold’un 1927’de kaleme aldığı Türkistan Türkleri Tarihi ve Moğol İstilasına kadar Türkistan isimli eserleridir. Bu iki eserde Türkistan terimi üzerine bilim alanında değinilmiş önemli eserlerdir. Fakat Barhold’dun İstanbul Üniversitesinde verdiği Orta Asya isimli dersin de Türkistan terimini kullanmaması o dönemki Sovyet baskıcılığı hakkında bize örnek teşkil etmektedir.
Toplayacak olur isek Türkistan Kendine özgü karakteristik bir yapıya sahiptir. Kendi Kültürü, Yaşayış şekli, Dili ve Dini vardır. Batılı ve Rus Tarihçilerin dediği gibi Türkistan ne Orta Asya’nın içinde bir bölgedir nede Merkezi Asya’nın bir parçasıdır. Biz Türkler için Türkistan mühim bir terimdir ve Türklerin bekası için kati suret ile Orta Asya terimi yerine Türkistan teriminin kullanılması şarttır. Çünkü Türkler üç günlük bir millet değil aksine Dünyadaki en eski medeniyetlerden birinin kurucusudur. Türk kültürü ve Medeniyeti, Türklerin her daim bir arada yaşadıkları ve gittikleri her yere götürdükleri Türk birliği için, Türkistan terimi mühim bir rol oynamıştır.
Son olarak şu sözlerim ile yazımızı bitirmek isterim; Türklük o kadar yüce bir kavramdır ki ne Rus emperyalizmi ne Batı emperyalizmi ne Çin emperyalizmi karşısında erisin gitsin. Türklük bir güneş gibidir Gece oldu diye Güneş doğmayacak anlamına gelmez. Unutmayalım ki biz kendi içimizde kendi benliğimizi bildiğimiz ve Milli şuur dediğimiz Türklüğün yücelmesi gayesinde çalıştığımız sürece bizim ne ilimizi ne töremizi boza bilirler. Tarihte her zaman Türkleri yok etmek dağıtmak isteyen düşmanlara karşı Türk milletinin verdiği en güzel cevap her zaman Türklerin Tek yumruk ve Tek yürek olmasıdır.
Diğer Türk tarihi yazılarım için tıklayınz. Abone olarak destek vermeyi unutmayınız!
Kaynakça
Hayit, Baymirza, Türkistan Nedir ve Neresidir, Türkistan yaş dergisi, c.1, sayı.1, s.29, 1988.
Taşağıl, Ahmet, Türkistan, TDV İslam Ansiklopedisi, c.41, s. 556-560, 2012.
0 Replies to “Tarihte Türkistan Coğrafyası ve Orta Asya Adı”