Atatürk Dönemi Türkiye’nin Dış Politikası
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasını incelemeye başlamadan önce, dış politikanın ne demek olduğuna bakmamız gerekmekte. Dış politika çok eski bir kavram olmasına rağmen, modern anlamını 1.Dünya Savaşı sonrası kazanmıştır. Kısaca ne olduğunu açıklamak gerekirse “Bir ülkenin kendi sınırları dışında izlediği politika, o ülkenin dış politikası” demek doğru olur.
Atatürk Dönemi Türkiye’nin Dış Politikası, genel hatlarıyla tamamen barış ve huzur üzerine kurulmuştu. Atatürk ilkelerini gözeten bir dış politikadan bahsedebiliriz aslında. Türkiye’nin o dönem dış politikadaki en büyük amacı, savaş sonrası kaynamaya devam eden dünyada kendi lehine barışı sağlamaktı. Atatürk’ün zamanında söylediği “Yurtta sulh, cihanda sulh.” Sözü bunun en büyük kanıtıdır. Türkiye’nin dış politikası o dönem için bazı temel ilkeler üzerine kurulmuştur. Bunlara örnek olarak , akılcı olmak, güvenilir bir devlet olmak, barışa katkı sağlamak, tam bağımsız olmak, devletler arası iyi ilişkilere sahip olmak diyebiliriz.
1919-1923 Yılları Arasında Türk Dış Politikası
Türkiye’nin Dış Politikası bu dönemler arasında bir “Savaş sonrası” politikası olarak ele alınmıştır. Bu süreç boyunca, Misak-I Milli kararlarını görmekteyiz. Kongreler ile Milli Mücade vurgulanmış ve tam bağımsız bir Türkiye’nin sinyalleri verilmiştir. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin de dağıtılma sebepleri arasında yer alan “Misak-Milli” kararlarının kabul edilme hadisesi bu dönemin yapı taşı olmuştur. Misak-I Milli ilkelerine bağlı kalınarak barışa ulaşmak en büyük amaç olmuştur.
1923-1930 Yılları Arasında Türk Dış Politikası
Bu dönem dış politika açısından çok zorlu bir süreç olmuştur diyebiliriz. Süreç boyunca biraz sonra değineceğimiz Musul meselesi, Osmanlı’nın dış borçları, yabancı okullar ve nüffus mübadelesi gibi olaylar bu dönemi zorlu kıran etkenlerdir. Musul Meselesi Lozan’da çözülemeyen meselelerden biridir. Bazı tavizler verilerek 5 Haziran 1926’da İngiltere ile imzalanan Ankara Antlaşması ile Musul, dolaylı yoldan İngiltere’ye bırakılmıştır. Dış Borçlar Meselesi Türkiye ile Fransa arasında büyük gerilimlere sebep olan olaylardan biridir. Fransa, zamanında kapitülasyonlarını korumak için sürekli Osmanlı’ya vermiş olduğu borçları talep etmekteydi. Lozan Barış Antlaşması ile Osmanlı’nın borçları, Osmanlı’dan ayrılan ülkeler arasında paylaştırılmıştır. Türkiye kenid borcunu, 1954 yılına kadar ödemiştir. Yabancı okullar meselesi, bu okulların misyonerlik gibi çalışmalarıdolasıyısla milli birliğe zarar veren meselelerdendir. Osmanlı zamanında açılan okullar, Milli Eğitim Başkanlığına bağlanmıştır. Nüfus Mübadelesi ile Lozan’da alınan karara sadık kalınarak Türkiye ve Yunanistan arasında karşılıklı bir yer değiştirme yaşanmıştır. Bozkurt Lotus olayı, Türkiye’nin yaşanılan bir kaza sonucu yaptığı yargılama ile uluslararası bir saygınlık elde etmesidir.
1930-1939 Yılları Arasında Türkiye’nin Dış Politikası
Atatürk Dönemi Türkiye’nin Dış Politikası bu dönem genellikle antlaşmalar ve sözleşmeler ile geçmiştir. Bu süreçte Atatürk, genellikle ülkenin gelecekteki istikrarını korumak ve barışı sağlamak için bazı önemli antlaşmalar için çabalamıştır. Öncelik olarak bir silahsızlanma antlaşması olan Briand-Kellog Paktı’na katılım sağlanmıştır. Ülkenin doğusunu ve batısını barış çerçevesinde güvene almak ve gelecekte yaşanabilecek tehlikelere önceden önlem almak için bir çok antlaşma yapılmıştır. Balkan Antantı bunlardan birisidir. Balkan Antantı ile Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya 9 Şubat 1934’te Atina’da toplanarak, İtalya gibi dünya barışını tehdit eden agresiv devletlere karşı bir barış ve dostluk antlaşması imzalanmıştır.
Boğazlar Meselesi ve Montrö Sözleşmesi, Türkiye’nin çözmeye çalıştığı bir diğer önemli sorundu. Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin boğazlar üstünde mutlak bir bağımsızlık elde edememişti. Bunun yerine Boğazları denetlemek için bir komisyon kurulmuştu. Sadabat Paktı, ülkenin dört bir tarafında dost ve barışçıl devletlerin yer almasını sağlamk için imzalanan önemli bir anlaşmadır. Türkiye, ikinci dünya savaşını yıllar önceden sezmişti. O yüzden böyle paktlara öncelik verilmişti. Bu pakt ile birlikte Türkiye, Irak, İran ve afganistan arasında hem barış hem de dostluk sağlanmıştır. Hatay Meselesi bu dönemin en önemli meselelerinden biridir. Atatürk, maalesef uzun yıllardır “Hatay’ı Türkiye’ye bağlayacağım.” Sözlerine rağmen bu olayı göremden vefat etmiştir. Hatay, Fransa’dan ayrılarak önce Suriye’ye bağlanmıştı. Türkiye’nin araya girmesi sonucunda Hatay önce bağımsız bir devlet olmuş ve sonra Türkiye’ye bağlanma kararı almıştır.
Diğer Tarih Tespitleri İçin Tıklayınız.
Dönemin dış politikasını anlatan kısa bir özet arıyordum sonunda buldum.
emeğin için sağol