Bir önceki yazımızda, sizlere bir sonraki yazımızın konusunun Wilhelm Wundt olacağından bahsetmiştim. Tam adıyla Wilhelm Maximilian Wundt, 16 Ağustos 1832 tarihinde Almanya’nın küçük bir kasabasında dünyaya gelmiştir. Ailenin en küçük erkek evladıydı. Babası Protestan bir papazdı. Anne ve babası oldukça sosyaldi. Eğlenceli ve sosyal bir aile ortamında yetişmesine rağmen Wundt’un babası ile arası pek iyi değildi. Babası ile ilgili hatıraları da öyle.
Bu hatıralardan birine örnek verecek olursak; babası bir gün Wundt’u okulda ziyarete gelmiş ve derslerini dikkatlice dinlemediğini öğrenmişti sonrasında da Wundt’a tokat attı. Wundt seksen yaşına geldiğinde bile çocukluğunda babasını izlemeye çalışırken merdivenlerden nasıl düştüğünü dün gibi hatırlıyordu.
Wundt’un eğitimini babasının asistanı olan mahalle papazı üstlendi. Wundt’un hayatının dönüm noktalarından birisi mahalle papazının başka bir kasabaya gönderilmesiyle gerçekleşti. Hayatı alt üst oldu. Wundt, ailesinden izin isteyerek mahalle papazının peşine düştü ve 13 yaşına kadar genç papazla birlikte yaşadı.
Wundt’un okul hayatı başarılı geçmedi. Hatta lisenin ilk senesinde sınıfta kaldı. Ne sınıf arkadaşlarıyla ne de öğretmenleriyle anlaşabiliyordu. Okuldan kaçtığı bile oluyordu. Vaktinin çoğunu hayal ederek ve kitap okuyarak geçiriyordu. Wundt yavaş yavaş hayallerini kontrol altına almayı öğrendi ve zihinsel ilgilerini, kabileyetlerini geliştirdi. Artık üniversite için hazırdı.
19 yaşına geldiğinde üniversiteye girerek doktor olmaya karar verdi. Tedaviye yönelik çalışmaları için Tübingen Üniversitesi’nde bir yıl geçirdi. Bir sonraki yılında ise Heidelberg Üniversitesi kimya bölümüne kayıt oldu. Anatomi, fizyoloji ve kimya okudu. Ilaç dersleri aldı ve ilk laboratuvar çalışmalarını yaptı. Idrarın bileşimindeki tuzun eksikliğinin etkisini araştıran çalışmasını gerçekleştirdi ve yayımladı. O dönemlerde laboratuvar olmadığı için hayvanlarla ilgili çalışmalarını annesinin mutfağında gerçekleştirdi. Tıp eğitiminin kendisine göre olmadığını anladı ve fizyolojiye yöneldi.
Berlin’de fizyolog Johannes Müller ile çalışmalar yaptı. 1855’te Heidelberg’e döndü ve dört yıllık doçentlik serüveni başlamış oldu. Profesör doçent daha sonra ise Yardımcı Profesör oldu. Fizyoloji araştırmaları yaptığı sırada bağımsız ve deneysel bir bilim olarak psikoloji zihninde canlanmaya başladı. Wundt ilk kez deneysel psikolojiyi ele aldı. Fecherner’in Elementler (1860) adlı kitabıyla yeni bilimin doğuşu olarak düşünüldü. Beitrage’yi 1863 yılında ondan daha önemli bir kitap olan “insan ve Hayvan Zihinleri” üzerine dersler yayınladı. (Wundt ölene kadar baskısı devam etti). 1867’de ilk fizyolojik psikoloji dersini verdi. 1875’te Leipzig’de felsefe kürsüsünden bir pozisyon aldı. Bir deneyselcinin bu kürsüye başkan olması cesur bir yenilik olarak görüldü. Ilk düşünceleri ‘Duygusal algılama teorisine katkıları’ kendi kitabında yer aldı.
Wundt’un şaheseri fizyolojik psikolojinin ilkeleridir.
Wundt’un şaheseri; psikolojinin kendine özgü problemleri ve deneyleme metoduyla bir laboratuvar bilimi olarak resmen kurulmasını sağlamasıdır. Uzun yıllar bu laboratuvar bilgi deposu ve yeni psikolojinin yükselişinin tutanağı olarak hizmet etti. (Almanca’da fizyolojik kelimesi deneysel kelimesinin eşanlamlısı olarak kullanılıyordu).Wundt fizyolojik psikolojiyi değil deneysel psikolojiyi yazıp öğretiyordu.
1875 yılında kırkbeş yıl olağanüstü çalışma sergilemiştir. Felsefe profesörü olunca kariyerinin en uzun ve en önemli dönemini yaşamıştır. Wundt çalışmalarıyla meşhur olunca değişik ülkelerden öğrencileri olmuş daha sonra bu öğrenciler kendi laboratuvarını kurmuştur. Bir sınıfta altı yüz öğrenciye ders verdiği olmuştur.
Wundt’un psikolojisi eski doğa bilimlerinin deneysel metotlarını, özellikle de fizyologların kullandığı metotları kullanmayı hedeflemiştir. Wundt’çu psikolojinin ana konusu “bilinç”tir. O’nun sistemi, Wundt’un zihnin kendi kendisini düzenleyebilme yeteneği üzerinde yoğunlaşmasından ötürü iradecilik olarak anıldı. Ona göre psikologların üzerinde çalışmalar yapması gereken konular dolaylı yaşantılar değil; anlık yaşantılar olmalıydı. Dolaylı yaşantılar bize deneyimin kendisi hakkında bilgi vermekten ziyade bir şey hakkında bilgi sağlar.
Wundt duyumları incelerken, bilinci araç olarak kullanmış ve psikoloji için “içe bakış” yöntemini en uygun yöntem olarak görmüştür. Psikoloji bilinçli yaşantıların bilimi olduğuna göre psikolojinin metodu bu deneyimlerin gözlemlenmesini içermek zorundadır. Bu yüzden kullanılacak metot içe bakış(içsel algı) olmalıdır. İçe bakış yeni bir metot değil, Sokrates’e kadar uzanmaktadır.
İçe bakış; fizikte ışık ve sesin araştırılmasında, fizyolojide ise duyu organlarının incelenmesinde kullanılmıştır.
Içe bakış metodunun kuralları;
1- gözlemciler sürecin ne zaman başlayacağını belirlemek zorundadır.
2-gözlemciler hazır olma veya dikkat kesilmek zorundadır.
3- gözlemi birkaç kere tekrar etmek mümkün olmalıdır.
4- deneysel koşullar uyarıcının kontrolü manipülasyonu açısından değişikliklere elverişli olmak zorundadır.
W. Wundt, kendi içebakışsal yönteminden yola çıkarak üç boyutlu duygu teorisini geliştirmiştir. Metronom sesinin insanlarda yarattığı duyguları 3 kategoriye ayırmıştır: Hoş/hoş olmayan, gerilim/rahatlama ve heyecan/çöküntü. Her duygunun bu 3 boyuttan birine yerleştirilebileceğini savunmuştur
Wundt psikolojinin ana temasını ve metodunu açıklarken amacını da göz önüne aldı ve problemlerini üç bölümde inceledi;
- Bilinç süreçlerini en temel ve en basit elemanlara kadar analiz etmek
- Bu elemanların nasıl organize olduklarını ve sentezlendiklerini keşfetmek
- Bu elemanların organizasyonlarını yöneten birleşme yasalarını saptamak
Wundt “duyumları” deneyimlerin başlangıç şekillerinden birisi olarak düşündü. Duygular, deneyimlerin bir başka başlangıç şeklidir.
Wundt’un araştırmalarının başlıkları;
- Görme, duyma ve kısmen minor duyguların psikolojik ve fizyolojik yönlerini kapsıyordu.
- Tepki zamanı; laboratuvarda büyük ölçüde dikkatleri üzerine çekmiştir.
- Sözlü çağrışımlar
- Duyumlar
- Psiko-fizik ve çağrışım
Eserleri
- Kas hareketleri kuramı, 1858
- Duyusal algılama teorisine katkılar, 1858-1862
- İnsan ve Hayvan Zihinleri Üzerine Dersler 1863
- Fizyolojik Psikolojinin İlkeleri,1873-1874
- Mantık 1880-1883
- Psikolojinin Anahatları 1896
- Felsefe sistemi 1889
- Halk Psikolojisi 1900-1909 10 cilt
- Yaşanılmış ve Tanınmışlar(Kendi Hayatı) 1920
Wilhelm Wundt, 31 Ağustos 1920’de 88 yaşındayken vefat etmiştir.
0 Replies to “Psikoloji -101 Wilhelm Wundt Kimdir?”