Psikoloji 101 yazı serisi ile, sizlerle birlikte psikoloji nedir, hangi alanlarda kullanılır, psikolojik rahatsızlıklar nelerdir gibi bazı konuları işleyeceğiz. Psikoloji 101 yazı serisinin ilk bölümünde, psikolojinin etimolojik kökenine ve genel hatlar itibariyle neler içerdiğine bakacağız.
Psikoloji nedir?
Psikoloji veya ruh bilimi, insan ve hayvan davranışlarını, zihin yapısını inceleyen bir bilim dalıdır. 1800’lerin sonunda psikoloji, felsefecilerin sordukları soruya kendi cevaplarını getirmek üzere ayrı bir bilim dalı olarak gelişmiştir. Almanya’nın Leipzig Üniversitesi’nde Wilhelm Wundt kurduğu psikoloji laboratuvarı ile bu bilimin gelişmesinde öncü olmuştur. Bilimsel olarak psikolojinin babası olarak tanımlanan Wilhelm Wundt, kendisine “psikolog” tanımını yapan ilk kişidir.
“Psikoloji zihni ve onu yöneten yasaları inceler.”
– Wilhelm Wundt
Psikoloji, psyche (nefes, ruh, zihin) ve logos (düzenli söz, bilgi) kelimesinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Etimolojik olarak psikoloji, ruh bilimidir. Ruh bilimi tanımı yapılınca insan ilk olarak ruhunun incelendiği kanısına varıyor. Ancak psikoloji alanı ruhu bilim olarak incelemekle birlikte ( ruh olayı metafizik bir durum olduğundan felsefenin sorgu alanıdır) insan ve hayvan davranışlarını, altında yatan sebepleri, fikirleri, duyguları ve düşünceleri etkileyen temel mekanizmayı ve süreçleri anlamayı amaçlar. Yani toplamak ve kısaca söylemek gerekise, davranış bilimidir.
Psikoloji biliminin ilk zamanlarında, beynin nasıl çalıştığına dair iki teorik bakış açısı vardı. Yapısalcılık ve işlevselcilik. Yapısalcılık; Wilhelm Wundt’un öncülük ettiği zihinsel süreçleri en temel bileşenlere ayırmaya odaklanan bir yaklaşımdır. İnsan aklını ve ögelerini araştırmışlardır. Bunun için de İçe Bakış yöntemini kullandılar. İçe bakış, psikolojide bir uyarıcı karşısında kişinin deneyimlediği algı, duyum, düşünce ve duygularındaki gözlem ve çıkarımlarını ifade etmesini içeren bir metotdur. Wundt, içgözlem metodunu 19.yüzyılda deneysel olarak sistematize eden ve psikoloji biliminin yöntemi olarak gösteren ilk kişidir.
İşlevselcilik; yapısalcılığa tepki olarak doğmuştur. Bu kuramda iki önemli isim bulunmaktadır; John Dewey ve William James. İşlevselcilik, insan zihnini anlamak için yapısından çok işlevine bakılması gerektiğini savunmuştur. Önemli olan bilinçli deneyimleri ile davranışları arasındaki ilişkiyi keşfedebilmektir. Yalnızca zihnin yapısı değil; davranışın ve zihinsel yaşamın uyumsal işlevlerini de incelemeye çalıştılar. İşlevselcilik, yapısalcılık ve davranışçılık arasında önemli bir köprü görevi görmüştür.
Daha sonra ise bir grup Amerikan psikoloğun yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkması ile birlikte davranışçılık kuramı ortaya çıkmıştır. Davranışçılık, bilinç hallerinin değil, davranışların, gözlenebilir durumların, incelenmesi gerekliliğini savunmuştur. Bu kuramda iki önemli isim vardır. Pavlov ve John Watson. Watson; psikolojinin davranışının insanların ve hayvanların yaptıklarının incelenmesiyle sınırlanmasında ısrar etmiştir.
1900’lerin başında Almanya’da Geştalt Psikolojisi geliştirilmiştir. Geştalt psikologlarının görüşüne göre, davranış ve yaşantılarımız basit ögelerin bileşiminden oluşmaz. Bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal örgütlenme konularında yoğunlaşmış bir psikoloji teorisidir. Geştalt psikolojisinin ana prensibi, zihnin kendi kendisini algıladığı şeylerde bir bütün görmeye organize etmesidir. Alanın bir kısmındaki olaylar diğer kısmındaki olaylardan etkilenir. Başka bir deyişle, bütün parçaların tamamından fazladır.
Psikolojiden bahsederken alanın en çok bilinen isminden bahsetmemek olmazdı. Sigmund Freud, 1885 ve 1939 yılları arasında psikanalizi ortaya atmıştır. Psikanaliz, ruhsallığın değişik boyut, süreç ve katmanlarını inceler. Bu tedavi biçimi serbest çağrışımı vurgular. Buna göre danışan aklına ne gelirse söyler veya düşünür. Günümüzde ise iki genel yaklaşım, insancıl ve modern davranış görüşleri hakimdir.
“Evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar”
– Sigmund Freud
Psikolojinin 49 alt alanı mevcuttur. Klinik psikolojisi, danışmanlık psikolojisi, sosyal psikoloji, spor psikolojisi, endüstriyel psikoloji, deneysel psikoloji, gelişim psikolojisi..
Psikolojide kullanılan yöntemleri ise şu şekilde özetleyebiliriz.
1) Betimsel yöntemler
2) Doğal gözlem
3) Klinik yöntemler
4) İstatistiksel yöntemler
5) Sistematik gözlem
6) Test geliştirme
7) Deneysel yöntemler
Psikoloji 101 serisinin bir sonraki yazısında sizlerle birlikte psikolojinin babası olarak tanımlanan Wilhelm Wundt’un hayatını ve nasıl “Baba” ünvanını aldığı hakkında konuşacağız.
Stj.Psk. Aslıhan Güven
0 Replies to “Psikoloji 101 – Psikoloji Nedir?”