7 Meşaleciler Özellikleri: Türk Edebiyatında Bir Aydınlanma Hareketi

7 Meşaleciler Özellikleri: Türk Edebiyatında Bir Aydınlanma Hareketi Edebiyat tarihine baktığımızda, dönemsel olarak ortaya çıka
Paylaş

7 Meşaleciler Özellikleri: Türk Edebiyatında Bir Aydınlanma Hareketi

Edebiyat tarihine baktığımızda, dönemsel olarak ortaya çıkan edebi toplulukların, sanat anlayışında köklü değişimler yarattığını görürüz. Türk edebiyatında da birçok farklı edebi topluluk ve akım, belirli dönemlerde etkisini hissettirmiştir. İşte bu topluluklardan biri de 7 Meşalecilerdir. 1928 yılında ortaya çıkan bu topluluk, Türk şiirine taze bir soluk getirme iddiasıyla yola çıkmış, edebi akımlar içinde kendine özgü bir yer edinmiştir. Peki, 7 Meşaleciler özellikleri nelerdir ve bu topluluğu farklı kılan unsurlar nelerdir?

7 Meşaleciler Kimdir?

7 Meşaleciler, Cumhuriyet Dönemi edebiyatı içerisinde, özellikle Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati gibi eski akımlara karşı doğmuş, yenilikçi bir anlayışı benimseyen bir topluluktur. 7 Meşaleciler özellikleri incelendiğinde, onların edebiyatı daha canlı, daha samimi ve daha halkın içinden bir noktaya taşıma gayretinde oldukları görülür. Bu hareketin temel amacı, edebiyatta monotonlaşan kalıpları kırmak ve özellikle şiirde farklı bir duyarlılık yaratmaktır.

Bu edebi topluluğun üyeleri şunlardır:

  • Sabri Esat Siyavuşgil
  • Yaşar Nabi Nayır
  • Ziya Osman Saba
  • Vasfi Mahir Kocatürk
  • Cevdet Kudret Solok
  • Muammer Lütfi Bahşi
  • Kenan Hulusi Koray

Bu yedi genç yazar ve şair, 1928 yılında “7 Meşale” adlı bir edebi dergi çıkararak hareketlerini duyurmuş ve kendilerini kamuoyuna tanıtmışlardır. Ancak ne yazık ki dergi, sadece sekiz sayı yayımlanabilmiş ve kısa sürede kapanmıştır. Buna rağmen, 7 Meşaleciler’in ortaya koyduğu fikirler, özellikle edebiyatın samimiyetini artırma konusunda önemli bir iz bırakmıştır.

7 Meşaleciler Özellikleri Nelerdir?

7 Meşaleciler özellikleri incelendiğinde, onların Türk edebiyatına kazandırmak istedikleri en büyük yeniliğin, sanatın daha samimi ve içten bir hale gelmesi olduğu görülmektedir. Eski edebi akımların ağır ve süslü dilinden uzak durarak, daha anlaşılır, daha halkın içinde bir edebiyat oluşturmayı amaçlamışlardır. İşte bu topluluğun başlıca özellikleri:

  1. Sanat için sanat anlayışını reddetmişlerdir.
    • 7 Meşaleciler, sanatın sadece sanat için yapılması gerektiğini savunan edebi akımlara karşı durmuşlardır. Onlara göre sanat, hayatın tam ortasında olmalı ve insanın gerçek duygularını yansıtmalıdır. Süslü ve yapay anlatımlar yerine, daha içten ve doğrudan bir anlatım benimsemişlerdir.
  2. Hece ölçüsünü benimsemişlerdir.
    • O dönemde aruz ölçüsü hala etkisini sürdürüyordu. Ancak 7 Meşaleciler, şiirde hece ölçüsünü benimseyerek, Türk şiirinin daha sade ve anlaşılır bir ritme sahip olmasını sağlamışlardır. Hece ölçüsü, şiire melodik bir akıcılık kazandırırken, aynı zamanda Türkçe’nin doğal yapısına da daha uygun düşmüştür.
  3. Batı edebiyatını yakından takip etmişlerdir.
    • 7 Meşaleciler, edebiyat anlayışlarında Batı etkisini hissettirmiştir. Özellikle Fransız şiirinden ve edebi akımlarından ilham alarak, modern bir anlatım geliştirmeye çalışmışlardır. Ancak bu etkileşim, onların tamamen Batılılaşmasını değil, Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlayacak yenilikleri benimsemelerini sağlamıştır.
  4. Daha canlı ve dinamik bir şiir anlayışı geliştirmişlerdir.
    • Şiirde durağan, süslü ve anlaşılması zor imgelerden kaçınmışlardır. Bunun yerine, günlük hayatı anlatan, insanların hislerine hitap eden ve duygusal derinliği olan şiirler kaleme almışlardır. Özellikle Ziya Osman Saba’nın şiirlerinde bu sadelik ve samimiyet açıkça görülmektedir.
  5. Öykü ve roman türünde de eserler vermişlerdir.
    • Her ne kadar şiir odaklı bir topluluk olsalar da, özellikle Kenan Hulusi Koray, öykü alanında eserler vererek bu akımı farklı türlere de yaymıştır. Koray, Türk korku hikâyeciliğinin ilk temsilcilerinden biri olarak da kabul edilir.

7 Meşaleciler ve Sonrası

Ne yazık ki 7 Meşaleciler özellikleri, uzun vadede Türk edebiyatında büyük bir hareket haline gelememiştir. Çünkü bu topluluk, bir araya geldikten kısa bir süre sonra dağılmıştır. Dergileri sadece sekiz sayı yayımlanmış ve sonrasında üyelerinin bireysel olarak yollarına devam etmesiyle birlikte topluluk dağılmıştır. Ancak bu durum, onların Türk edebiyatına kazandırdığı yeniliklerin önemini azaltmaz.

Özellikle Ziya Osman Saba, kendine özgü içten anlatımıyla edebiyatımızda iz bırakmış; Yaşar Nabi Nayır ise edebiyatımıza çok sayıda yeni isim kazandıran Varlık dergisini kurarak uzun yıllar boyunca edebiyata yön vermiştir. Bu nedenle, 7 Meşaleciler her ne kadar kısa süreli bir hareket olarak kalsa da, bireysel anlamda Türk edebiyatına önemli katkılar sunmuşlardır.

Sonuç: 7 Meşaleciler Günümüzde Nasıl Değerlendiriliyor?

Bugün 7 Meşaleciler özellikleri değerlendirildiğinde, onların edebiyata getirdiği samimiyet ve doğallık anlayışının birçok şair ve yazar için ilham kaynağı olduğu görülmektedir. Klasik edebi akımlara karşı geliştirdikleri yenilikçi tutum, edebiyatın sadece belli bir zümreye hitap eden bir sanat olmaktan çıkıp, daha geniş kitleler tarafından anlaşılabilir hale gelmesine yardımcı olmuştur.

Her ne kadar uzun soluklu bir edebi akım haline gelmemiş olsalar da, 7 Meşaleciler’in Türk edebiyatına kazandırdığı değerler hala önemini korumaktadır. Onların sade dili, içten anlatımı ve yenilikçi bakış açısı, günümüz şairleri ve yazarları için de önemli bir kaynak olmaya devam etmektedir.

Kısacası, 7 Meşaleciler özellikleri, onların sadece bir edebi topluluk olmanın ötesinde, Türk şiirini ve edebiyatını şekillendiren önemli bir hareket olduğunu göstermektedir. Her ne kadar kısa bir süre varlık göstermiş olsalar da, bu topluluğun üyeleri, edebiyatımıza kalıcı izler bırakmış ve yeni nesillere ilham kaynağı olmuştur.

0 Replies to “7 Meşaleciler Özellikleri: Türk Edebiyatında Bir Aydınlanma Hareketi”