Viktorya Dönemi ve Kadın
Günümüz dünyasında kadın olmanın, özellikle de Türkiye’de bir kadın olmanın ne anlama geldiğini ve ne gibi zorluklara neden olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Çoğu zaman sırf kadın olduğumuz için sen kadınsın, ne anlarsın ya da kadına bu yakışmaz gibi cümleleri sıkça duyarız. Bugün sizlerle, tarihte özellikle de şuan en gelişmiş ülkelerin öncüsü olan İngiltere’nin en ses getiren dönemi Viktorya Dönemi’nde kadın olmak neymiş ona bakacağız.
Viktorya Dönemi’nde Kadın Olmak
Viktorya dönemi, Kraliçe Victoria’nın İngiltere’de 1837’den 1901’deki ölümüne kadar hüküm sürdüğü dönemdir. Bu dönem, İngiltere’nin en parlak dönemiydi. Kraliçe Victoria, kadın olmasına rağmen, tüm dünyada birçok başarısını ortaya koydu. Yönetimdeki başarısı, kadınların ne kadar başarılı olabileceğini kanıtladı. Ancak asırlardır devam eden ataerkil düşünce sistemi nedeniyle Viktorya Dönemi, kadınlar için oldukça karanlık bir dönemdi; sosyal hayattadaki kuralları oldukça katıydı.
Viktorya döneminde, sanayileşme ile birlikte toplumda birçok değişiklik meydana geldi; haksızlıklar ortaya çıktı.Toplum yapısı hızla değişerek insanların sosyo-kültürel seviyelerinde ciddi değişikler oldu. İnsanların sosyal sınıflarına göre bölündüğü bu sosyal yapıda, alt sınıflar için hayat daha da zorlaştı. Bu dönemde özellikle orta sınıf ve alt sınıf kadını olmak oldukça zordu. Aslına bakarsanız bütün Viktorya Dönemi boyunca kadın olmak zordu. Kraliçeden sonra en rahat olan kadınlar, aristokrat sınıfı kadınlarıydı, ancak erkeklerine bağlı kaldıklarından rahatlıkları sınırlıydı. Bu sınıfa ait kadınlar bir nebze de olsa, diğer sınıf kadınların hayal edemeyecekleri bir hayatı yaşadılar.
Sevgisiz ve Tutkusuz Bir Aşk
Viktorya dönemi aynı zamanda çeşitli ahlaksal kurallar tarafından da domine edilmekteydi. Viktorya döneminde ‘Ahlak’ topluma dayatılan en büyük kavramdı. Sevgisiz ve tutkusuz bir evliliğin kutsal olduğuna inanılıyordu. Kadınların her türlü cinsel dürtü ve duyguyu bastırmak zorunda kaldığı bir dönemdi. Bu dönemde kadınların iki seçeneği vardı; ‘iffetli’ veya ‘fahişe’ olmak. Kadınlar iffetlerini korumalı ve aynı zamanda ‘Angel in the House’ yani ‘evdeki melek’ olmalı, kocalarına itaat etmeliydiler. Kadınlar dışarıya çıktıklarında onlara bir iblis gibi bakılırdı. Günümüz dünyasında her ne kadar doğrudan aynı sistemin olduğunu söyleyemezsek de, bu sistemin özellikle bazı bölgelerde şiddetli bir şekilde uygulandığını görmekteyiz.
KADINLARDAN 21 YAŞINA GELDİKLERİNDE EVLENİP ÇOCUK SAHİBİ OLMALARI BEKLENİYORDU
Eğer evde kaldığınızı düşünüyorsanız bir de şöyle düşünün; Viktorya Dönemi’nde kadınların 21 yaşına geldiklerinde kadınların evlenmesi bekleniyordu. Erkekler gibi çalışma hakları yoktu. Kadınların, özellikle aristokrat sınıf kadınlarının, unvanlarını düşürdükleri için çalışmalarına izin verilmezdi. Evleri onlar için çalışma alanı, eşleri ise patronlarıydı. Yalnızca ev işi yapmaları ve çocuklarını iyi yetiştirmekle yükümlüydüler. Aynı zamanda eşlerine de itaat etmek zorundalardı.
Ancak orta ve alt sınıf kadınları gelir elde etmek için çalışmak zorundaydı. Üstelik her işte çalışamıyorlardı; Çalıştıkları yerde erkeklerle aynı işleri yapmalarına rağmen daha düşük ücretler alıyorlardı. Zor şartlarda çalışan bu kadınlar sürekli sömürüldü ve hakları göz ardı edildi.
İngiltere Fuhuş Yuvasına Dönüşüyor
Şimdi, ahlak kavramının ön planda olduğu dönemde fuhuş nasıl yaygın olabilir diyebilirsiniz. Fakat bu dönemde fuhuş o kadar yaygındı ki İngiltere Viktorya’sı fuhuş yuvasıydı denilebilir. Orta ve alt sınıf kadınları gelir elde edebilmek için çalışmaları gerekiyordu fakat erkekler gibi her işte çalışamıyorlardı üstelik aynı maaşı alamıyorlardı. Kadınlar için en yüksek gelir olan fahişelik, onlar için tek çare denilebilirdi.
Viktorya Dönemi ve Kadın Günlük Hayat
Bu dönemde kadınlar genellikle çok kabarık elbiseler giyiyorlardı. Bunun nedeni ise erkeklerin onlara fazla yaklaşamamasıydı. İffetli kadınlar kendilerini bu şekilde korumaya çalışıyorlardı. Fakat kapılardan zor geçmeleri ve bir takım zorluklardan dolayı bu modayı tarihe bıraktılar.Viktorya kadınları hiç bir şekilde makyaj yapamazlardı. Çünkü makyajı sadece fahişeler yaptıkları için, ruj süren ve makyaj yapan kadınlar fahişe gözüyle bakılıyordu. İffetli kadınlardan sade ve duru olmaları bekleniyordu.Kabarık elbiselerle bisiklet süremediklerinden dolayı pantolon giymek zorunda kalıyorlardı fakat o dönemde pantolon giymek kadınlar için uygun değildi. Üstelik o dönemde doktorlar bisiklet sürmenin kadınlar için cinsel yönden zarar verdiğini iddia ediyorlardı. Toplumun kadınlara olan ön yargısından dolayı kadın yazarlar bu dönemde kimliklerini gizliyorlardı. Ingiliz edebiyatının en önemli kadın yazarlarından Emily Bronte ve Charlotte Bronte kardeşleri bu isimlerin başında geliyordu.
Kuramsal Dil Bilimi Nedir? Kuramsal Dil Bilimi Nedir? dillerin yapısını, işleyişini ve evrimini inceleyen bilim…
Ters Psikoloji Nedir? Ters Psikoloji Nedir? Ters psikoloji, bir kişinin istediği bir davranışı elde etmek…
Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefe dünyasında sezgicilik (intüisyonizm), bilgi edinme sürecinde sezginin önemini…
Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm, bireysel özgürlüğü en yüksek değer olarak gören ve…
Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz yazısında…
Nöral İletişim Teorisi: Sinir Sisteminin Dilini Çözümlemek Nöral İletişim Teorisi, sinir sisteminin karmaşık dilini açığa…
Bu site çerezleri kullanmaktadır.
Daha fazla