Bu yazımda sizlere, uzun zamandır internet medyasının konuştuğu bir konudan bahsedeceğim. Herkes “Türkiye Neden Libya’da?” sorusuna, kendi bakış açısından bakmakta. Sizlere bu yazıda, bütün bu olayların tarihi arkaplanından, yapılan antlaşmaların gizli üyeleri gibi konulardan bahsetmeyeceğim. Olayların nedenlerini sizlere gayet sıradan bir dille açıklayacağım. Hedefim, yazının sonunda başlıkta sorduğumuz soruyu duyduğunuz zaman, yanıt verebilmenizdir.(Kulaktan dolma bilgilerle değil, gerçeklerle verin.)
Bu sorunun yanıtını vermemiz için, Doğu Akdeniz’de neler yaşandığına bakmamız gerekir. Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi, AB’nin de desteğini alarak Sevilla Üniversitesi’ne bir harita yaptırdı. Bu harita, Akdeniz’de bulunan ülkelerin gerçek kıta sahanlığını göstermekteydi.(Ne kadar gerçek, orası tartışılır.) Kıta sahanlığını açıklamak için kabaca, devletlerin uluslararası sularda sınırlarını belirtmek için kullanılan sınır tipidir diyebiliriz. Akdeniz’e en uzun kıta sahanlığına sahip olan Türkiye’nin sınırları , Sevilla haritasına göre gerçek sınırlarla örtüşmemektedir. AB, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi sizce neden alelacele böyle bir harita hazırlatma durumunda bulundular?
Bunun için Akdeniz’in yeraltı kaynakları, en büyük cevaptır. Son yıllarda yapılan araştırmaların sonucunda, Akdeniz’de zengin doğalgaz yatakları keşfedildi. Böylesine zengin yeraltı kaynakları bulunur da, devletler rahat durur mu? Bunun sonucunda Akdeniz, devletlerin köşe kapmaca oynadıkları bir denize dönüştü. İşin tuhaf tarafı, ev sahibi ülke diyebileceğimiz Türkiye, bütün yapılan anlaşmaların dışında bırakıldı. Akdeniz’den çıkarılacak olan doğalgaz üzerinde hak sahibi olmanız için ya çıkarılan gazın sizin kıta sahanlığınızda bulunması gerekir, ya da gazın çıktığı kıta sahanlığına sahip olan ülke-ülkeler ile anlaşmanız gerekir.
Türkiye’nin belirlemiş olduğu kıta sahanlığı, AB, Yunanistan, Güney Kıbrıs başta olmak üzere diğer sömürgeci devletler tarafından kabul edilmemektedir. Bunun sebebi daha önce de bahsettiğim gibi, Akdeniz’in sahip olduğu gazın, Türkiye ekonomisine herhangi bir katkısı bulunmadan Avrupa’ya taşınması içindir. Diğer devletlerin ne düşündüklerini umursamadan(Niye umursayalım?) Türkiye, kendi belirtmiş olduğu kıta sahanlığından yeraltı çalışmalarına başlamıştır. Bölgede, çıkacak olan gazlar için Fransa,İngiltere, Rusya gibi ülkelerin başını çektiğ devletler, kıta sahanlığı bulunan bütün ülkelerle anlaşma yapmaya çalışmıştır. Rum kesimi de seve seve bütün ülkeler ile(Türkiye hariç) anlaşmaya razı olmuştur. Burada kilit ülke sadece Rum kesimi değildir, Akdeniz’e kıta sahanlığı bulunan neredeyse bütün ülkeler, batılı ülkeler ile doğalgazın bulunması ve çıkarılması konusunda anlaşma yapmıştır. Bilin bakalım hangi ülke ile kimse anlaşmaya yanaşmıyor? Doğru tahmin, Türkiye!
Anlaşma öncesi, Libya’nın içinde bulunduğu durum hakkında bazı bilgileri vereyim. Arap Baharı adı altında başlatılan isyanlarla, Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi, bu isyanlar sonucunda öldürülmüştür. Kaddafi sonrası, Libya’da bir türlü siyasi birlik sağlanamamış ve iç savaş çıkmıştır. Libya’da şu an iki farklı hükümet bulunmakta, bunlardan birisi Rusya, Mısır, BAE , Amerika gibi ülkelerin destek verdiği darbeci ve resmi olmayan General Hafter yönetimidir. Bir diğer hükümet, Birleşmiş Milletler tarafından da Libya’nın resmi hükümeti olarak tanınan, Türkiye ve Katar tarafından desteklenen Sarraj yönetimidir.
Türkiye’nin yapılan bu Sevilla Haritasını bozmak ve Akdeniz’de ben de varım demek için anlaşma yapmış olduğu ülke, Libya’nın Sarraj hükümetidir. Neden mi? Aslına bakarsanız bu kıta sahanlığı anlaşması iki taraf için de ilaç olmuştur. Libya’nın resmi hükümeti olan Sarraj hükümetinin güçleri çok zayıf ve karşısında onlarca paralı asker-devlet bulunmakta. Bu yüzden Sarraj, Türkiye’den gelecek destek karşılığında tabiki anlaşmak isteyecektir. Diğer yandan Türkiye de, Akdeniz’de ondan habersiz haritalar çizen devletlerin işlerini bozmak için Sarraj ile anlaşmak isteyecektir. Bu karşılıklı çıkar ilişkisi sonucunda, Türkiye ve BM tarafından tanınmış Sarraj hükümeti arasında aşşağıda gördüğünüz kıta sahanlığı anlaşması yapılmıştır.
Gördüğünüz üzere bu anlaşma ile, Akdeniz’e girmek ya da buradan doğalgazı çıkarmak isteyen her devlet-organizasyon, Türkiye-Libya ortak kıta sahanlığına takılacaktırlar. Bu anlaşma ile Akdeniz’de yapılan bütün planlar bozulmuş ve ters tepmiştir. Peki batılı devletler bu anlaşmayı nasıl bozabilecekler? İşte bu sorunun cevabı, “Türkiye Neden Libya’da?” sorusunun da cevabıdır.
Yukarıda gördüğünü haritada olduğu gibi, Akdeniz’de araştırma yapan ülkelerin başı büyük birt dertte. Bu anlaşma bozulmazsa, devletlerin çıkardıkları rezervler için Türkiye’ye ücret bile ödemeleri gerekebilir. Bu iki hükümetten birisi yıkılmadıkça, anlaşma da sürmeye devam edecektir. Bu durumda, sömürgeci devletler Türkiye’yi yıkmaya kalkışamayacakları için, Libya’da Türkiye ile anlaşan Sarraj hükümetinin yıkılması için, General Hafter’in darbeci güçlerine destek vermektedirler. Durum aslında çok açıktır, eğer Libya’nın Meşru hükümeti olan Sarraj yıkılırsa, anlaşma da geçersiz sayılır. Akdeniz’den kazanç sağlamak isteyen, bu kazancı Türkiye olmadan elde etmek isteyen her ülke, Türkiye’nin anlaşma yaptığı hükümetin yıkılması için Libya’da savaşmaktadır. Türkiye’nin Libya’da bulunmasının sebebi, Libya’nın bir bölgesine sıkışmış olan meşru hükümeti,(aslında anlaşmasını) korumak istiyor oluşudur.
Türkiye ve diğer devletler Libya’da açık bir şekilde savaşmak yerine, son dönemlerin meşhur savaş şekli olan “Vekalet Savaşları” adı altında savaşmaktadır. Bu savaş sisteminde ordular direk karşı karşıya gelmek yerine, kendi kurdukları ya da destekledikleri paralı askerleri-örgütleri savaştırırlar. Türkiye, elinde bulunan SADAT, Öso ve diğer Sarraj birliklerini kullanırken, Hafter’in yanında Amerikan Blackwater, BAE paralı askerleri gibi özel askerler bulunmakta.
Bana destek olmak ve güncel yazılarımdan haberdar olmak için, sağ tarafta bulunan zile tıklamanız yeterlidir.
Diğer yazılar için tıklayınız.
Kuramsal Dil Bilimi Nedir? Kuramsal Dil Bilimi Nedir? dillerin yapısını, işleyişini ve evrimini inceleyen bilim…
Ters Psikoloji Nedir? Ters Psikoloji Nedir? Ters psikoloji, bir kişinin istediği bir davranışı elde etmek…
Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefe dünyasında sezgicilik (intüisyonizm), bilgi edinme sürecinde sezginin önemini…
Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm, bireysel özgürlüğü en yüksek değer olarak gören ve…
Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz yazısında…
Nöral İletişim Teorisi: Sinir Sisteminin Dilini Çözümlemek Nöral İletişim Teorisi, sinir sisteminin karmaşık dilini açığa…
Bu site çerezleri kullanmaktadır.
Daha fazla