Emperyalizm, neredeyse Türk halkının duymaya en alışkın olduğu kelimelerden birisidir. Emperyalizm, bazı kesimler tarafından aktif olarak günümüzde varlığının söz konusu olmadığı söylense de, bazı değişik şekillerde hayatımızda bulunduğu su götürmez bir gerçektir. İnsanlık tarihinin en önemli politikalarından birisi olan Emperyalizm Ne Demektir? Emperyalizm ve sömürgecelik aynı şeyler midir? Osmanlı emperyalist bir devlet miydi? Emperyalizm günlük hayatımızı nasıl etkiliyor? Gelin hep birlikte Tespitoloji olarak bütün bu sorulara yanıt verelim.
Emperyalizm, kelime anlamı olarak Latince “Imperium” kelimesinden türemiştir. Aslında Türkçe’de bulunan imparatorluk kelimesinin de kökeni buraya dayanmaktadır. Imperium, anlam olarak üstün güç ya da otorite olarak bilinir. Bazı kaynaklara göre emperyalizm, yayılımcılıkken, bir diğer kaynağa göre de, bir devletin ya da ulusun, başka bir ulusu ya da devleti kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için kendi egemenliği altına alması demektir.
Her iki anlamda, ilk bakıldığında yayılımcılık politikası ile benzer yapıya sahip gibi görülebilir. Emperyalizm, tek bir anlam ile ya da bir tanım ile kolaylıkla anlaşılabilecek bir yapıya sahip değildir. Emperyalizm, birçok kelime ile ortak şekilde kullanılmaktadır. Sömürgecilik, yayılımcı politika ve en dikkat çekeni de kapitalizmın en zirve noktası olarak tanımlanması. Emperyalizm için Lenin, “Kapitalizmin ulaşabileceği en zirve noktadır. Kapitalizmin vahşi halidir.” Tanımını yapmıştır. Bir önceki kapitalizm nedir yazımda, bu vahşi kapitalizmin ne olduğundan bahsetmiştim.
Peki, Emperyalizm Ne Demektir? Yukarıda bahsettğim gibi, eğer bazı kaynaklar gibi emperyalizmi “işgal ve yayılımcı politika” olarak ele alırsak, güncel olarak böyle bir olgunun varlığından söz edemeyiz. Bu yüzden emperyalizmin önce ilk çıkış amacına sonra tarihsel gelişimine ve son olarak değişimine bakacağız. Bunların ardından, günümüz emperyalizminin nasıl işlediğini ve hayatımızın nerelerine sızdığını bulmaya çalışacağız.
Aslına bakarsanız, emperyalizm tarih boyunca kurulmuş olan ilk imparatorlukla tarih sahnesine çıkmıştır diyebiliriz. Kelime kökeninin Türkçe’de imparatorluk anlamına geldiğini göz önüne alırsak, kurulmuş bütün imaratorluklar için emperyalist kelimesini kullanmamız doğru olur. (Hepinizin aklına takılan soruya burada cevap vereyim, Osmanlı İmparatorluğu yayılımcı bir devlet politikası izlemiştir. Emperyalizmin gerektirdiği gibi, egemenliği altına aldığı devletleri Britanya gibi sömürmemiştir.) Emperyalizm için, Roma İmparatorluğu, Pers imparatorluğu gibi tarih öncesi eski devletlerin başlatmış olduğu, diğer devletleri işgal ederek, halkları köle olarak kullanan, kaynaklarını sömüren ve orada yaşaya halkın tercihlerini göz önünde bulundurmayan acımasız bir sistemdir demek doğru olur.
Emperyalizm için bazı ayrımlar yapmamız gerekir. Bu ayrımlar dünya genelinde iki grup altında işkenmektedir. Bunlardan birisi emperyalist dönemler adı altında ayrılan birinci grup. Diğeri ise, emperyalizmin alt dallarını içeren ikinci gruptur.
Emperyalizmi kendi içinde üç farklı döneme ayırabiliriz. Bunlardan birincisi, yukarıda bahsetmiş olduğum eski tarzda tarih öncesinden beri gelen sömürü ve yayılımcı politikaların olduğu eski emperyalizm. 16.yüzyıl ile başlayıp sanayi devrimine ya da 19.yüzyıla kadar süren orta emperyalizm(Coğrafi keşifler) ve 19.yüzyıl ile başlayıp günümüze kadar devam eden “Modern emperyalizm.”
“İmparatorluğun ana şartı emperyalist olmaktır.” Bu cümleyi birçok farklı kaynakta okudum. Tarih boyunca farklı amaçlar adı altında birçok devlet emperyalist ideoloji ile ilerlemiştir. Kurulan büyük devletler örneğin, Roma İmparatorluğu, Büyük İskender İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu gibi devletler, tamamen dış politikalarını diğer devletleri işgal etmek ve onların insan gücü de dahil bütün kaynaklarını kullanmak üzerine kurmuşlardır. Bu devletlerin dış politikaları(bu dış politika kelimesine dikkat edin, biraz sona değineceğim.) Tarih öncesinden beri gelen emperyalist devlet anlayışının en büyük örnekleridir.
Avrupa’nın coğrafi keşifler olarak adlandırdığımız yeni ticaret yolları arayışları, aslında temel olarak emperyalizmin uygulanmasıdır. Avrupalı devletler, Amerika Kıtası’nı keşfettikleri zaman, burada yaşayan masum yerli halklara(İlk keşfettiklerinde kıtayı Hindistan sandıkları için onlara ten renklerinden dolayı Red Indians yani Kırmızı Hindistanlılar demişlerdir.) uygulamış oldukları soykırımlar ve kaynak sömürgesi, emperyalizmin hiçbir zaman son bulmayacağının en büyük örneğidir. Devletlerin daha çok iş gücü(köle), altın ve pamuk gibi kaynaklar bulmak için giriştikleri bu yolculukar, gittikleri ülkelerdeki insanları öldürmeleriyle değil, soykırım yapmalarıyla son bulmuştur.
Emperyalizm Ne Demektir? sorusunun cevabının içerisinde Sanavi Devrimi önemli bir yere sahiptir. buharlı makinelerin icat edilmesi ve dev fabrikaların kurulması ile birlikte, devletler bu fabrikalarda kullanmak için ucuz ya da bedava hammadde arayışına girmişlerdir. Sanayi devrimi ile birlikte, uzun yıllar sonra emperyalizmi devlet politikası haline getirerek kolonileşme ve işgal gibi sömürülere en fazla önem veren devlet Britanya olmuştur. Meşhur “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk.” Lafını duymuşsunuzdur. Bunun sebebi, Britanya İmparatorluğu’nun sahip olduğu koloni ve sömürü ağıdır. Örneğin, Britanya Kolonisi olan Avustralya’da güneş batarken, Londra’da güneş doğmaktaydı. Britanya, sömürgeciliği o kadar normal olarak görüyordu ki, onlara göre siyahi halk aslında medeniyet nedir bilmeyen ve yaşamak için beyaz insanların yardımına ihtiyaç duyan bir alt insan sınıfıydı. Bunu çok daha iyi anlamak için, meşhur Robinson Crusoe karakterinin siyahi yardımcısı olan Cuma ile ilişkilerine ya da Rudyard Kipling’in The White Man’s Burden kitabına göz atabilirsiniz.
Birçok araştırmacı, emperyalizmin sömürge ve kolonileştirme anlamlarını birinci ve ikinci dünya savaşları ile birlikte kaybettiğine inanmaktadır. Bu tanıma bakarak, emeryalizmin tamamen ortadan kalktığını söylersek yanılmış oluruz. Bu tanım emperyalizm kelimesinin tarih öncesi edindiği bazı anlamlar için doğru olabilir. Örneğin, insanlığın gördüğü en kanlı savaşlardan olan ikinci dünya savaşının da son bulmasıyla, kolonileştirmek ve yayılımcı politika izlemek gibi bazı sistemler devre dışı kalmıştır. Bu olay da, yukarıda size bahsetmiş olduğum ikinci grubu ortaya çıkarmıştır. Emperyalizmi anlatmak için kullandığımız ikinci grubun içinde neler vardır? Siyasi emperyalizm, ekonomik emperyalizm ve en önemlisi kültürel emperyalizm. Bu tanımlar aslında tarih boyunca uygulanmış emperyalist yöntemler olmuş olsa da, 21. Yüzyıl için çok farklı şekillere bürünmüşlerdir.
Günümüz dünyasında emperyalizmin en sevdiği yöntem, böl ve yönet sistemidir. Bunu artık emperyalizm adı altında değil, tamamen modern hali olan “Dış politika” adı altında yapmaktadırlar. Şii-sünni ayrımı, Türk-Kürt ayrımı, sağcı-solcu ayrımı gibi insanları hem dini kullanarak hem de siyaseti kullanarak bölünmesinin sebebi de emperyalizmdir. Örnek vermek gerekirse, Saddam’a sözünü geçiremeyen Amerika, Irak savaşı ile birlikte Irak’ı siyasi olarak ikiye bölmüş ve Kürt kesimini siyasi olarak yönetmektedir. Sadece Irak değil, Suriye’de çıkan savaş da, ezilen halkların değil, tamamen Suriye’den pay almak isteyen ama bunu tek bir devlet yerine küçük küçük devletcikler ile yapmak isteyen emperyalistlerin savaşıdır.
Siyasi Emperyalizm, onların çıkarlarına hizmet etmek istemeyenleri darbe, savaş, Arap Baharı gibi sahte devrimlerle yönetimden uzaklaştırmaktadır. En güzel ve en güncel örneği, eski zamanlardan beri Türkiye ile sıkı ilişkilere sahip olan Muammer Kaddafi’nin ülkesi Libya, Kaddafi zamanında birlik beraberlik içinde yaşıyor hatta doğalgaz gibi faturaları bile Kaddafi halkı için ödüyordu. Kaddafi, Emperyalist devletler ile(Hangi devletler olduğunu anladınız.) geçinemediği için, onların istediği kararları almadığı için, Arap Baharı adı altında öldürüldü. Libya şu an paramparça bir şekilde birlik beraberlikten yoksun ve savaşların olduğu bir ülkeye dönüştürüldü.
Emperyalizm için kapitalizmin en uç noktası dediğimize göre, ekonominin yani paranın her zaman yeri çok önemli olmuştur. Kapitalizm çarkını çeviren şey paradır, parayı da dış ülkelerden toplayıp getiren şey emperyalizmdir. Sizlere herkesin bildiği petrol için savaşlar, Afrika’nın madenleri için sömürülmesi, Amerika’nın petrol için Orta Doğu’da uyguladığı politikalardan bahsetmeyeceğim. Bunları her gün haberlerde duyuyorsunz.
Size kısa ve öz bir hikaye anlatayım.Kurbağa yemeği, Fransa için hem lüks hem de vazgeçilmez bir yemektir. Zamanında Fransa, bu kurbağaların satın alınması için Bangladeş ile bir anlaşma yapmış. Bangladeş, içinde bulunduğu eko sistem nedeniyle milyonlarca kurbağaya ev sahipliği yapmaktadır. Bangladeş halkı, Fransa’nın teklifini duyar duymaz, kurbağa avına başlamış. Bu av ile birlikte ülkede milyonlarca kurbağa avlanarak, Fransa’ya satılmış. Bir süre sonra kurbağa sayısı azaldığı için, sivrisinekler ile bulaşan sıtma hastalığı Bangladeş’de binlerce insanın ölümüne yol açmaya başlamış. Fransa, bu sorunu çözmek için Bangladeş’e sıtma ilaçları satmış. Sivrisinek ilaçları, sivrisineklerin sürekli bağışıklık kazanması yüzünden, her seferinde yenilenerek daha pahalıya satılmakta. Bunun sonucunda, kurbağa satın alırken kaybettiği parayı, ilaç satarak on kat katlamıştır. Fransa bu güzel kurbağa taktiğini birçok ülkede gene uygulamıştır. Bu olayın arkasında Fransız ilaç şirketlerinin olduğunu henüz anlamadıysanız, bu yazıyı tekrar okuyun.
Son ve en can alıcı olan ise, kültürel emperyalizmdir. Din, dil ve kültür, bir milletin millet olmasını sağlayan en önemli üç özelliktir. Kültürel emperyalizm nedir? Kültürel emperyalizm, emperyalist devletlerin kendi kapitalist sistemlerinde kurup büyüttükleri markaların ürünleri ile, diğer ülkelerin dillerine kültürlerine ve hatta neredeyse dinlerine kadar etkilemeye çalışmasıdır. Bu ürünlerin satın alınabilir olunmasına gerek yoktur. Hollywood sinemasında izlediğiniz filmler, Amerikan ya da Avrupa’nın kendi geleneklerinin ülkemize pazarlanması da kültür emperyalizmidir.
Sırayla yukarıda bahsettğim üç madde üzerinden ilerleyelim . Dil, bir milleti ortak payda içerisinde buluşturan en önemli özelliktir. Son zamanlarda özellikle Plaza dili denilen bir konuşma çeşidi türemiştir. Örneğin, bu belgeleri skip edelim.(geçelim.) Siz malinizi check edin.(kontrol edin.) gibi abuk sabuk konuşmalar ile emperyalistlerin istediği gibi, dili kendi dilleri ile sömürme olayına yardımcı olmaktadırlar. Güncel bir örnek verirsek, annesi de babası da Türk olan bir insanın, sahanda yumurta yerine cool olabilmek için sunny side up demesi, kültürel emperyalizmin gençler üzerine kurmuş olduğu “benim dilimi kullan havana hava kat.” Mantığıdır.
Dine karşı özellikle son yıllarda mükemmel bir sistematik saldırı gerçekleştirilmektedir. Kapalı kadınlar gerici yobaz olarak görülmekte, inandığı dinin kurallarını uygulamaya çalışanlara çağ dışı bakılmakta. Özellikle liseli gençler arasında dikkat çekmek için kullandıkları deizm, ateizm, agnostizm gibi teolojik kavramlar, gençlerin beyinlerin onların bağlı oldukları dinlere ve o dinin getirmiş olduğu adetleri ve kültürü istemeyen güçlerin ne kadar etkisinde kaldığının ispatıdır. Bu sözlerim ateistler emperyalizmin oyunudur olarak algılanmamalı. Bu sözlerim tamamen gençlerin “cool” gözükmek için içeriğini dahi bilmeden kendilerine taktıkları lakaplara ve çocuğum çağdaşlaşıyor diyerek umursamayan ebeveynleredir. Bu olaylar Emperyalizm Ne Demektir? sorusunun güncell cevaplarıdır.
Kültürel emperyalizm, en tehlkeli olanıdır. Kültürel emperyalizm için hedef kitle özellike 11 ve 25 yaş aralığıdır. Kültürel emperyalizm nedir? Sizlere ağer Apple alırsanız farklı olduğunuzu hissettiren sistemdir. Neden normal bir mağazadan elli lira ödeyerek alacağınız bir pantolona, global bir mağazadan yüz liraya alıyorsunuz? Bu şu demek oluyor, siz o ürünle statü satın almış oluyorsunuz. Yani siz, hey bakın ben Polo marka bir ürün giyiyorum, ben zenginim benim param var demiş oluyorsunuz. Benim lise zamanlarımda Blackberry kullanan kişiler ekonomik olarak üst sınıf gözüken kişilerdi. Bunun yerini şimdi Apple almış durumda.
Bir kahve içmek istiyorsanız ama bunu normal bir kafe yerine Starbucks’da içmek istiyorsanız, bu da kültür emperyalizmidir. Kültür emperyalizmi, hayatımızın her alanına girmiştir. Örneğin binlerce yıldır bu toprakların en meşhur halk oyunu olan halay, bazı kesimlerce yobazlıkla ve çağ dışı olarak tanımlanmıştır. Kültürel emperyalizm sizin kültürünüzü size hissettirmeden değiştirir. Eskiden yaptığınız birçok şey size tuhaf gelmeye başlar. Hepimiz nerede o eski bayramlar diyoruz. Neden artık bayramda aile ziyaretleri yerine yurtdışına ya da başka tatil bölgelerine gidiyoruz? Buyurun size bayramlarda ailenizi görmek yerine turizm sektörüne para kazandırmanızı sağlayan başka bir plan.
Güncel yazılarımdan haberdar olmak ve bana destek olmak için, yan tarafta bulunan zil butonuna basıp abone olmanız yeterli olacaktır.
Kuramsal Dil Bilimi Nedir? Kuramsal Dil Bilimi Nedir? dillerin yapısını, işleyişini ve evrimini inceleyen bilim…
Ters Psikoloji Nedir? Ters Psikoloji Nedir? Ters psikoloji, bir kişinin istediği bir davranışı elde etmek…
Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefe dünyasında sezgicilik (intüisyonizm), bilgi edinme sürecinde sezginin önemini…
Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm, bireysel özgürlüğü en yüksek değer olarak gören ve…
Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz yazısında…
Nöral İletişim Teorisi: Sinir Sisteminin Dilini Çözümlemek Nöral İletişim Teorisi, sinir sisteminin karmaşık dilini açığa…
Bu site çerezleri kullanmaktadır.
Daha fazla