Sizce sosyal medya bugün bize neyi dayatıyor? Yavaş yavaş değiştiğimizin, sosyal medya korkumuzun günden güne büyüdüğünün farkında mıyız? Bugün, sosyal medyanın sözünü ne kadar dinliyorsunuz? Başkalarının kurduğu kalıplar arasında uyumlu bir köle misiniz? Yoksa kendi kalıplarınızı inşa edebilmiş bir übermensch (üst insan) mi? Soruları daha fazla uzatmadan, sizi biraz daha sıkmadan “sadede gel” kardeşim dedirtmeden sizi bu sorulardan kurtarmalı mıyım? Bence hayır.Hiçbiriniz kurtarılmaya layık değilsiniz neden biliyor musunuz? Bu yazıyı okumadan önce instagramda saçma veya cringe bir tiktok videosu izlediniz hayatınızın en önemli şeyi olan zamanınızı yani dakikalarınızı harcadınız. Buna rağmen, Sosyal Medya ve İnsan yazısını okurken sonsuzluğa karışmış ve asla geri gelmeyecek dakikalarınızın hesabını soruyorsunuz!Bence sormamalısınız.
Bugün Sosyal Medya ve İnsan eleştirisinde, bizlere sosyal medyada dayatılan sorunları inceleyeceğiz. Bunların başında “çoğunluk” sorunu gelmektedir. Herhangi bir fikrin doğru veya yanlış olması onlar için önemli değildir. Önemli olan onların fikrine kaç kişinin destek verdiğidir ki bu apaçık yanlıştır. Çoğu zaman biz sosyal medya kullanıcıları bir konuda fikrimizi söylemek istediğimizde çekinebiliyoruz çünkü ya birileri dalga geçerse baskısı oluşuyor kafamızda. Kimden çekiniyoruz hani şu tiktok izleyen yerlere kemer vuran gruptan mı ? Yoksa hayatı Twitter olmuş hayatsızlardan mı?
Bir de uyumu köleler var bunların ya bir fikri olmuyor ya da fikirlerini başkalarının fikrine satabilecek kadar sersem insanlar oluyorlar. Sosyal medyadaki çoğunluk sizinle zıt düşüncede diye o fikirden vazgeçemezsiniz. Bu durum aynen şuna benzemekte : sınavda kopya çekiyorsunuz kopya çektiğiniz adamda bilmiyor cevabı ama yine de işaretliyorsunuz. Bırakın başkasının yanlışını yapmayı, artık kendi yanlışlarınızı yapın ve korkmayın! Aşağılanma korkusuyla fikirlerinizi yazmaya çekinmeyin yeter ki doğrusunu araştırıp öğrenin.
Peki ya yavaş yavaş değiştiğinizin farkında mısınız? Sabah uyandınız telefonu elinize aldınız Twitter’a girdiniz ilk tweet erkeklerin nasıl davranması gerektiği hakkında. Ardından başka bir tweet daha, “kızlar böyle değilseniz lütfen siteye fotoğraf atmayın”. Onun da altında estetik ameliyatlarla güzel bir vücuda sahip olmuş kadının fotoğrafı. Beyniniz hala bir tepki halinde değil hala aşağı kaydırmaya devam ediyorsunuz. Yeni bir post daha biri kadına cinsel organını atmış ve kadın da bunu ifşalamış. Fotoğrafın altındaki yorumlara bakıyorsunuz başka bir kadın şöyle yazmış “Erkeklerden iğreniyorum keşke hepsi ölse.” Gün boyu bu ve buna benzer bir sürü tweet..Yalan haberler sahte tarihi belgeler olmayan açıklamalar ve daha niceleri. Her gün birilerinin beyninize ektiği cinsiyetçi, üstünlük ve gösteriş dolu yazılar… Evet, belki o an beyniniz uyuşmadı hatta ikinci ve üçüncü günde de uyuşmadı ama yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki zamanla insan beyni bu baskıya dayanamıyor ve önünüze üç yol açıyor Bir, kendinizi daha aşağılık ve daha ezik hissetmek. İki, onlardan biri olmak ve sürüye katılmak. Üç, tüm bunların farkında olan bir birey olarak çevrenizi entelektüel kişilerle dizayn ederek kapınıza pas pas olamayacak insanlardan kurtulmak.
Eğer beş yaşındaki bir çocuğu, küfür eden arkadaşlarının yanına yollarsanız ikinci gün size öğrendiği küfrü söyleyecektir. Lisede sigara içen bir ortama girdiyseniz bir ay sonra sizinde sigara içme ihtimaliniz bir hayli yüksektir. Çevrenizdeki insanlar x marka ayakkabıdan alıyor diye gidip aynısında alma ihtimaliniz de bir hayli yüksektir ve buna iktisatta bandwagon etkisi denir.. Silikonlarla şişirilmiş göğüslere, getir götürümü yaparsınız diyen tiplere, Tiktok’ta utanç verici hareketlerde bulunan ve sizin asla yapmayacağınız hareketleri yapan insanlara ihtiyacınız yok.
Görünce utandığınız paylaşımları neden tekrar tekrar görme ihtiyacı duyuyorsunuz bunu da anlamış değilim. İzleyip kendi halinize şükretmek için mi? Lütfen artık Kendinizi kandırmayın zamanla beyniniz bunu normalleştirdi ve seviyenizi düşürdü. Sizde bundan keyif duyar hale geldiniz. İnanın, bahsettiğim bu iğrenç şeyleri 6 ay boyunca her gün görüyorsanız sizin de onlardan bir farkınız kalmayacaktır. Bir ortama girdiğinizde evrimden, edebiyattan, dinden ya da kozmosdan neden konuşa mıyorsunuz? Kozmos neydi diye ufaktan bir düşündünüz değil mi? Evrimin esasından maymundan geldiğimizi değil de tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini savunduğunu sizce kaçımız biliyor? Kaçımız bir kitap, bir film hakkında oturup fikir alışverişi yapabiliyoruz? En önemlisi bunları neden yapamıyoruz?
Sosyal Medya ve İnsan yazısının son kısmından sizlere bir şeyden bahsetmek istiyorumç 14-16 yaşlarında ergenliğimin, isyankârlığımın doruklarında olduğu zamanlarda çok sevdiğim bir sanatçı adına açılmış bir sayfayı takip etmiştim. Sayfa habire siyasi haber paylaşıyor her gün yeni bir haber okuyordum. 1 yıl sonra fark ettim ki hiç olmadığım kadar siyasetten bahsediyor belli kalıplara, görüşlere girmiş biri olmuştum. O gün o sayfayı takipten çıkmamla birlikte beni mutsuz edecek siyasi haberleri daha az görmeye daha mutlu olmaya ve daha az siyasetten konuşmaya başlamıştım. Kaçınız inanır bilmiyorum fakat ben kelimelerin büyüsüne o zamanlar inanmaya başladım. Beni yoran ve bana katkı sağlamayan her şeye o gün ara verdim. Belki de bu bahsettiğim konulara dikkat ederek üst düzey bir insan olmayacaksınız ama en azından sizden bahsettiklerinde onun bu konuda bir fikri vardır bir de ona soralım diyeceklerdir.
Önemsemeden attığınız her adım geleceğiniz için atılmış yeni bir seçim demektir öylesine bastığınız beğeni, paylaşım veya takip butonlarına basarken daha kaliteli olana yönelmenizde fayda var.
Ne olursa olsun 70 80 yıl sürecek bu hayatı alt tabakadan biri olarak yaşamayın.
Kuramsal Dil Bilimi Nedir? Kuramsal Dil Bilimi Nedir? dillerin yapısını, işleyişini ve evrimini inceleyen bilim…
Ters Psikoloji Nedir? Ters Psikoloji Nedir? Ters psikoloji, bir kişinin istediği bir davranışı elde etmek…
Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefede Sezgicilik Nedir? Felsefe dünyasında sezgicilik (intüisyonizm), bilgi edinme sürecinde sezginin önemini…
Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm Felsefesi Nedir? Liberteryenizm, bireysel özgürlüğü en yüksek değer olarak gören ve…
Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz Suç ve Ceza Kısa Özet ve Analiz yazısında…
Nöral İletişim Teorisi: Sinir Sisteminin Dilini Çözümlemek Nöral İletişim Teorisi, sinir sisteminin karmaşık dilini açığa…
Bu site çerezleri kullanmaktadır.
Daha fazla